Monday, September 1, 2014

Sular seller, afetler...

Giderek artan sel baskınları…Önceden hep muson yağmurlarının yol açtığı seller nedeniyle taşan dereler, su dolan vadiler, yıkılan bentler nedeniyle duyduğumuz Güney Asya felaketleri. Hindistan ya da Bangladeş'e özgü değil miydi bunlar? Orada ölürdü genelde insanlar öyle değil mi? E onlar da çok kalabalık, fakir bir de, olacağı da buydu değil mi? Duyarsızlığımız taşıdı bizi bu noktalara, yabancı kalmanın getirileri hep bunlar. Uzaklardaki insanların yakarışlarını dinledik akşam haberlerinde, televizyonu kapatınca unuttuk. Gazetede gördük belki, üzüldük…Ama günlük işlerimiz başlayınca unuttuk.
Peki ya şimdi? Şimdi artık felaketler çok yakınlarımıza kadar geldi. Kayseri’de sel faciası, İzmir’de su baskını, Antalya’da mağdur durumda kalan onlarca insan…

Peki ya Almanya, Orta Avrupa? Giderek artan bu felaketlere kim dur diyecek? 

No comments:

Post a Comment